Vergi incelemesi VUK’ da geniş olarak açıklanmıştır. Vergi Usul Kanunu’nun 134. maddesinde belirtildiği üzere “Vergi incelemesi, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak tespit etmek ve sağlamak üzere her türlü faaliyeti kapsar”. Günümüzde vergiler, genellikle mükellefler tarafından beyan olunan matrahlar üzerinden alınmaktadır. Ancak, idare yalnızca bu beyanlarla yetinmemekte, zaman zaman mükelleflerin bildiriminin gerçeğe uygun olup olmadığını, vergi incelemesi yapmak suretiyle araştırmaktadır. Yapılan bu incelemeler ise sadece % 2’lik kısma tekabül etmektedir.
Bu bakımdan vergi incelemeleri sadece defter ve belgeler üzerinde yapılan inceleme olarak algılanmamalıdır. Kısaca vergi inceleme faaliyetleri arama, yoklama ve inceleme faaliyetlerinden meydana gelmektedir.
VUK’un 142. maddesine göre eğer ihbar veya yapılan inceleme sonucunda mükellefin vergi kaçırdığına delalet edildiği takdirde o yerin bağlı bulunduğu sulh hakiminin de kararı ile birlikte kişinin işyerinde arama yapılabilmektedir.
Ayrıca vergiyi doğuran olayın meydana gelmesinden sonra mükellef bu durumun vergilendirme sürecinden geçerek tahsil aşamasına gelmesine mani olacak eylemde bulunabilir. İşte yoklama müessesesi bu eylemleri ortaya çıkarmak amacıyla kullanılır. Örneğin nakil araçlarının geçtiği yollarda durdurma yapılarak taşıdığı yükün irsaliyesinin ya da faturasının olup olmadığını sorgulamak. Öte yandan ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak tespit etmek ve sağlamak amacıyla inceleme elemanları tarafından defter ve belgeler üzerinde çeşitli incelemelerde bulunulabilir. Örneğin rast gele alıcılar hesabında kayıtlı bulunan bir alıcının önce inceleme yapılan firmadaki kayıtlarına, yapılan satışlara, irsaliyede gönderilen mallara bakılmakta; daha sonra da elde edilen bilgilerle alıcı aranarak kendi adına yapmış olduğu kayıtlar karşılaştırılmaktadır. Böylelikle yapılan satışların düşük beyan edilip edilmediği ortaya çıkmaktadır.
İnceleme sonucu ödenen verginin gerçeğe uygun olmadığının fark edilmesi durumunda düzenlenen vergi inceleme raporuna ya da buna dayanarak takdir olunan matrah ya da matrah farkı üzerinden, vergi idaresince tarhiyat yapılmakta, mükellef ya da ceza sorumlularının ise, bulunan matrah veya matrah farkının gerçeğe uygun olmadığını öne sürmesi sonucu, uyuşmazlık doğmuş olmaktadır
Vergi uygulamaları sırasında yükümlü ile idare arasında zaman zaman ortaya çıkan görüş ve uygulama farklılıkları çoğu kez uyuşmazlık konusu haline dönüşmekte, bu tür konuların çözümlenmesinde iki tür çözüm yoluna başvurulmaktadır. Yükümlü ya bu yollardan birincisi olan idari çözüm yollarından uzlaşma, düzeltme, pişmanlık ve ıslah, cezalarda indirim gibi yollara başvurarak uyuşmazlığı yargı önüne getirmeden ortadan kaldırmaya çalışmakta, ya ikinci yol olan yargı yoluna doğrudan başvurmakta ya da önce idari yollara başvurup daha sonra buradan istediği sonucu elde edemeyince yargı yoluna gitmektedir. Her ne kadar vergi uyuşmazlıklarının çözümünde taraf olan borçlunun kendi çıkarlarını koruyacak en uygun yöntemi seçeceği varsayılsa da bu varsayımın geçerliliği; borçlunun, uyuşmazlığın çözümünde kullanılabilecek yöntemler ve özellikle de bu yöntemlerin sunacağı avantajlar hususunda yeterli bilgiye sahip olup olmamasına bağlıdır.
Danışmanlık hizmetimizle yapacağımız çalışmada geniş kapsamlı bir araştırma yaparak, uyuşmazlığı tüm yönleriyle değerlendirip neden olan faktörlerin neler olduğunu tespit ederek, fazla maliyet ve emek kaybına yol açmadan çözüm yollarını belirlemektir.